ÜYELİK
MENÜ
©2024 Tüm Hakları Sakladır.

Bilgiç Dayı'dan Nükteler-12 (111 - 120)

111) BOL YALANLI İNSAN HAKKI

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 'İnsan Hakları Günü' nedeniyle konuşuyordu. Terörün, dünya gündemindeki yerinden, uluslararası belgelerde yer almasına rağmen, işbirliğine yanaşılmadığından bahsetti. Sonra, insan hakları konusunun, yalanın en bol konu olduğunu belirtip konuşmasını bitirdi.

Vatandaşlar, Adalet Bakanı'nın bilgilendirmesini duyarlar da merak etmezler mi? Ettiler. O merakla Bilgiç Dayı'ya gelip;

''İnsan hakları konusuna niye bol yalan giriyor Bilgiç Dayı?'' diye sordular.

Bilgiç Dayı, çenesini kaşıyıp;

''İnsanlık ayak altına düştüğünden herhâlde!'' diyerek cevap verdi. ''Ya da, tencerede, iblis yemeği piştiğinden!''


112) LAYIK MIYIZ?

İstanbul'da garip bir olay olmuştu. Biri veya birileri, tenha bir yerdeki otoyu yakmış, karşısına geçip ısınmıştı. Basın, 'Neron Olayı' dedi buna. Aradan onyedi gün geçti, neronluk denen olay kırkbeşe yükseldi. Basında, cayır cayır yanan otoların resimleri gözüküyordu.

Vatandaşlar Bilgiç Dayı'ya gelip;

''Nereden çıktı bu neronlar, Bilgiç Dayı?'' diye sordular.

Bilgiç Dayı,

''Herkesin çıktığı yerden!'' diyerek cevap verdi. ''Ama, özgürlüğün dozajı fazla geldiğinden bozuluvermişler!''


113) TÜRKİYE UÇACAK!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vali ve kaymakamlara çağrı yapıyor, evinde soba olmayana soba, kömürü olmayana kömür verilmesini istiyordu. Ve diyordu ki: ''Devletin görevlileri bu şekilde davranırsa Türkiye uçar!''

Kendilerini uçakta kalmış yolcu gibi hisseden vatandaşlar, Bilgiç Dayı'ya sordular:

''Türkiye, uçar uçar da nereye konar?''

Bilgiç Dayı;

''Muhalefet tepesine konar herhâlde!'' diyerek cevap verdi. ''O tepe, ağırlığı kaldıramıyacağından eriyip bitiverir!''


114) ŞİFRELİ MASAL

Bu aralar, masala pek merak sardı vatandaşlar. Bugün yine bir masal okuyorlardı. Doğu taraflarında yangını bol ülkeden, güzel ülkeye birisi girmiş. Elinde de patlayıcı dolu çanta varmış. Oradan yola koyulmuş; gülerek oynayarak ülkenin en büyük şehrinin göbeğine kadar gelivermiş. Devletli birileri adamdan şüphelenip takip etmişler ama, ''Çantanda ne var. Aç bakayım'' dememişler. Ne zaman ki şüpheleri endişeye dönüşmüş; o zaman o kişinin tepesine çullanıp çantayı alıvermişler. Sonra da, ''Ohh!'' çekip ''Patlatamadan yakaladık'' demişler.

Vatandaşlar, masalı okuduklarında, Bilgiç Dayı'ya geldiler. Ona;

''Bu masal bize, şifreli gibi geldi Bilgiç Dayı!'' dediler. ''Ülkede elini-kolunu sallayarak giden o kişi, nasıl oldu da çantasındakini patlatamadan yakalandı?''

Bilgiç Dayı, masalı biliyordu. Masalın içindeymiş gibi çantadakinin patlatılamadığına sevindi. O dahi bir ''oh!'' çekip;

''Belki de o kişi, fünyenin yerini bilmediğinden!'' diyerek cevap verdi. ''Ya da, yukarıdaki katlarda işler yolunda gittiğinden!''


115) KARARSIZ KEDİ

Ekonomistlerin Türkiye üzerine konuştukları hengamda Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan Türkiye'yi kediye benzetti; ''Beş yıl önce bıyıkları olmadığından yön bulamıyordu; şimdi ise, bıyıkları gür çıktığından, yönünü bulacak hâle geldi'' dedi.

Vatandaşlar Bilgiç dayı'ya sordular:

''Kedi, gideceği yönü bulmuş da harekete geçmiş mi Bilgiç Dayı?''

Bilgiç Dayı cevap verdi:

''Harekete geçecekmiş de... gel pisi pisi pisi pisi diyenlerin hangisinin doğrucu olduğuna karar verememiş!''


116) ÜLKEDEN ÜLKEYE DOLAŞAN ALTIN

El Kaide örgütünün başı bilinen Usame Bin Ladin'in oğlu Ömer, o örgütten kopup İngiltere'ye yerleşince, bir televizyon programında ''Aslında babam, altın kalpli bir insandır'' dedi.

Türk vatandaşı da merak edip Bilgiç Dayı'ya sordu:

''Altın kalpli bir insan, nasıl o hâle geldi Bilgiç Dayı?''

Bilgiç Dayı cevap verdi:

''Yüreğini, altınseverlere gösterdiğinden herhâlde! Kapışıldığında da değerini yitirdi!''


117) CEM YILMAZ VE EİNSTEİN

Cem Yılmaz, katıldığı televizyon programında, 'Tarihte örneğin var mı' sorusuna muhatap oldu. O da, ''Tarihte bana benzeyen var elbette'' dedi. Dilini sivriltip dışarı çıkarmış vaziyette kendini izleyenlere poz verdi.

Vatandaşlar, güldüler. Bilgiç Dayı'ya;

''Aynştayn, nasıl olmuş da Cem Yılmaz'a benzemiş Bilgiç Dayı?'' diye sordular.

Bilgiç Dayı;

''Hani Aynştayn'ın geleceğe gidiş teorisi vardı ya!..'' diyerek cevap vermeye çalıştı. ''Demek ki gerçek olmuş. Aynştayn, zamanımıza gelmiş; Cem Yılmazı görmüş; ''İşte benzeyeceğim kişi'' deyip, dilini dışarı çıkarıvermiş!''


118) AKIL NEREYE GİDİYOR?

Gazete sayfasına yansıyan habere göre ABD, Suudi idaresine akıllı mı akıllı bomba satışı yapacakmış! Ama, daha da önemli bir şey varmış gazete haberine göre: Satış işleminde İsrail'i kayıracak, ona, Suudiler'inkinden daha da akıllı bomba satacakmış!

Haberi öğrenen vatandaşlar, Bilgiç Dayı'ya geldiler. O'na;

''Akıllı ve daha akıllı bombaların satılacağını anladık Bilgiç Dayı!'' dediler. ''Ya ABD daha daha akıllı bombalarI yaparsa ne olacak?''

Bilgiç Dayı;

''Onlar da, ABD'nin kendine kalacak!'' diyerek cevap verdi. ''Aklınız nerede diye sorulduğunda, işte burada, demek için!''


119) GÜLME, TUT KENDİNİ

Bilgiç Dayı, köşesine çekilmiş gazete okuyordu. Birden kıkırdamaya başladı. Kıkırdama, gülmeye... gülme, kahkahaya dönüştü. Etrafındakiler, O'nu o halde görünce sordular:

''Ne oldu Bilgiç Dayı?''

Bilgiç Dayı;

''Şu gazete sayfasında ilginç yazı okudum arkadaşlar!'' diyerek cevap verdi. ''İyi bir şirkette genelmüdürlük yapan biri, resmi nikahlı bir kadınla evliymiş. Onun yanında, bir de imam nikahlı karısı varmış!''

Vatandaşlar, 'tövbe tövbe' ettiler kendi aralarında. Sonra;

''Bunun gülünecek tarafı var mı ki Bilgiç Dayı?'' diye çıkıştılar. ''Memleketimizde, bir resmi nikahlı bir de imam nikahlı o kadar çok kişi var ki!..''

Bilgiç Dayı, doğru sözü reddecek durumda değildi. Onlara;

''Aynen öyledir arkadaşlar, aynen öyledir!'' diyerek cevap verdi. ''Ama, onun üzerine, bir de imam onaylı sevgiliyi ekleyin, bakalım ne olacak?!''


120) LÜKS SINIF!

Yaz mevsimi olduğunda yat sefası yapmakla ünlü bir gazeteci, beğenmediği partinin yönetimde olmasına yakınıyordu. Sefa sürmesinin zorlaşmaya başladığından olacak, ülkesini hatırladı; 'Niçin üçüncü sınıf ülkeler arasındayız' diyerek sızlanmaya başladı.

Vatandaşlar, Bilgiç Dayı'ya sordular:

''Bizim ülkemiz, niçin üçüncü sınıf ülkeler arasında Bilgiç Dayı?''

Bilgiç Dayı cevap verdi:

''Hep aynı sınıfta kalınacağını sananlar yüzünden elbette! Ya da, sefalarının azalmasıyla ülkeyi hatırlayanlar yüzünden!''

İbrahim Faik Bayav
(28.12.2007)
Bu paylaşımın her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Paylaşımın izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yorumunuz
YORUMLAR


Henüz hiç yorum yapılmadı.
Edebiyatsitesi.com, 2025. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatsitesi.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.