ÜYELİK
MENÜ
©2024 Tüm Hakları Sakladır.

Küçük Öykü-19 Müslüman Dursun Çiçek

Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir albayı idi Dursun Çiçek. Bir gün bir gazetede manşet oldu. Gözler o gazeyeye kilitlenince, dindar, mutaasıp, muhafazakar başka gazeteler de o gazeteye özendiler, Dursun Çiçek adını büyük büyük yazıp, gözlerin kendilerine de kilitlenmesini sağladılar.

Gözlerin kilitlendiği gazeteler, 'AKP'yi ve Fethullah Gülen'i bitirme planı' diyordu verdikleri haberde. Meğer Dursun Çiçek, bir senaryo hazırlamış; bunu ordu mensuplarına dağıtmış; günü geldiğinde, hem AKP'nin, hem de Gülen cemaatinin etkisizleşmesi sağlanacakmış!

Albay Dursun Çiçek, yemin billah edip ''bu imza benim değil. Ordu içinde böyle belge hazırlanmaz'' dese de sözleri kamu oyunda geçerli olmadı. Önce tutuklandı, bırakıldı. Sonra yine tutuklandı. Gazete ve televizyonların sürekli yayını altında mahkemeye getirilip hakim huzuruna çıkarıldı.

Hakim, Dursun Çiçek'e sert bakmaktan kaçınıyordu. Sakin sesle;

''Anlat bakayım!..'' dedi. ''Milli iradeyle geldiği söylenen AKP'yi nasıl devirecektin? Fethullah Gülen cemaatinin işini nasıl bitirecektin?''

Dursun Çiçek,

''Ben Türkiye Cumhuriyeti ordusunun şerefli bir görevlisiyim!'' dedi. ''Görev yerim, devletin gizli sırlarının bulunduğu mekandır. Şerefim ve haysiyetim, itham edilen böyle bir şeyi yapmama izin vermez''

Yargıç, dosyadan bir kağıdı çıkarıp havada salladı:

''Kağıt parçası mı bu ya! Yazmış da yazmışsın. Altına da imzanı atıp onu belge yapmışsın. İmzan kurumuş, adı yaş kalmış. Neden gerek gördün adı geçenleri irtica çemberi içine almaya?''

Dursun Çiçek, gazetelerde ve televizyonlarda aynı şeyi okumaktan duymaktan bıkmıştı. 'Hayır' dese de inandıramıyordu ki. AKP'ye dindarlar partisi dendiğini, Fethullah Gülen'in de eğitim misyonu üstlenen etkin bir zat olarak bütün dünyada gözlendiğini biliyordu. Hakim'e;

''O imza sahte Sayın Hakim. Ben, müslümanım; öyle abuk-subuk şeylerle, irticayla-pırtıcayla işim olmaz '' dedi.

Hakim sordu:

''Müslüman yalan söyler mi?''

''Söylemez!''

''Müslüman yalan söyleyenin tarafında olur mu?''

''Olmaz!''

Müslüman, yalanın yalan olduğunu bildiği halde yalanı doğru gibi seslendirenlerin peşine takılır mı?''

'' ... ''

Hakim, Dursun Çiçek bu soruyu cevapsız bırakınca, durdu. Dirseğini masaya koyup çenesini avucuna dayadı. Haberi yapanın yaptıranın yaydıranın mahiyetini anlamaya çalışıp;

''Vallahi ben de öyle biliyorum. Müslüman yalan söyleyemez ki! Müslüman iftiracılara taraf olamaz ki!'' diye mırıldandı.

Ama Dursun Çiçek'in aleyhineydi önündeki deliller. Devletin en büyük kurumunun başındakiler de inanmamışlardı ama ''İnanmıyoruz'' demek inanmamaya yetmemişti. 'Zorla da olsa sizi inanan yapacağız' gibisinden sesler duyuyordu Dursun Çiçek'in öyle şey yaptığına inanmayanlar. Teknolojik bir sistem çıkarıldı ortaya. O sistemin maharetine, doğruluğuna güvenildi; imzanın yaş mı kuru mu incelemesini yaptırdıklarında, sistem ''Dursun Çiçek'' dedi de başka şey demedi. Ne yapsındı şimdi bunların kayıtlarının önünde duran Hakim?

Duruşma salonundaki sanık da, sanık avukatları da, dinleyiciler de Hakim ne karar verecek diye meraklanmışlardı. Herkes, gözlerini Hakim'in üzerinde dikmiş bekliyordu ki Hakim; kendini toparladı. Çekicini masasının uygun yerine vurup, Sekreter'e;

''Yaz kızım!..'' dedi. ''Dursun Çiçek'e atfedilen imza gerçek gibi gözükse de... önümde duran kağıt parçası, mahkeme safhaları boyunca adli belge, mahkeme sonrasında da tarihi belge sayılacak olsa da... haberi yapanın, haberi yayanın ve haberi benimseyenlerin Müslüman olup olmadığının anlaşılmasına...''

Sekreter yazdı. Yazıcıdan çıkardı. İçine konan dosya açık tutularak, duruşma, ileri tarihe ertelendi.

İbrahim Faik Bayav
(3 Temmuz 2010)
Bu paylaşımın her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Paylaşımın izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yorumunuz
YORUMLAR


Henüz hiç yorum yapılmadı.
Edebiyatsitesi.com, 2025. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatsitesi.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.