Küçük Öykü-31 Yönetici Temel Teröre Karşı
Temel, terör olaylarının 20 yıl sürdüğü bir ülkeye yönetici olmuştu. Neşeliydi, güleçti. Kendinden önce yönetici olanlara verip veriştiriyor, onların terörü önlemede nasıl beceriksiz olduklarını söyleyip duruyordu. Ayaktaydı. Göğsünü kabarttı, kollarını iki yanından yukarı kaldırıp, ''Ben, ülkeyi mutlu günlere götürmek için yaratılmışım beeen'' dedi.
Onayladı ülkenin bir çok kişisi:
''Hakkaten ya!..''
''Tabii ya!..''
''Umudumuzdur bu Temel ya!..''
''Tuh, bilmem ne taraftarı önceki yönetenlere ya!..''
Bir kaç yıl geçmişti aradan. Terör olaylarında azalma farkediliyordu. Temel de, yöneticiliğin nimetinden iyi istifade ediyordu ha!.. Onun sayesinde yandaşlar yalakalar da tabi. Yandaşların yavruları iyi besleniyor, sükseli yetişiyor, kimi Okyanus ötesindeki kıtada lüküs yaşarken, kimi gemicikler teknecikler sahibi olup dünya üzerinde ün yapıyordu. Derken o ülkede birden bire hava değişti; terör olayları eski yılları aratmayacak biçimde kendini göstermeye başladı. Ülke üzerinde kara bulutlar oluşmuştu korkutucu biçimde. Denizlerde fırtına kopuyor, Temel'in yavrusunun gemiciği sahilden açıldığında dalgalarla karşılaşıp batma tehlikesi yaşıyordu.
Ülkenin bir yerinde bir terör olayıyla ülke güvenlikçilerinin mekanı yıkıldı; Temel söylendi:
''Hainlerden bunun hesabı sorulacak''.
Yandaş ve yalakalar tasdik ettiler:
''Evet evet. Hainlerden hesap sorulacak!''
Bir başka yerde başka bir terör olayıyla inzibatları taşıyan araç havaya uçtu; Temel bağırdı:
''Yanlarına koymayacağıııız!''
Tabi yandaş ve yalakalar da bağırdılar:
''Elbette ki. Yanlarına konmayacaaak!''
Her terör olayından sonra hırçın bir ses veriyordu Temel; 'birliğimizi-beraberliğimizi bozamayacaklar' gibisinden laf ediyordu. Temel'in birlik-beraberlik içerikli sesini duyanlar, onun yandaşlar arası birliktelikten ve beraberlikten bahsettiğini anlıyorlardı. Aklı yavrusunun gemiciğinde kalıyordu.
Terör olaylarının dozu artıyordu. Sağdan ve soldan ''Terörü önlemede aciz kalıyorsun Temel'' uyarısı yapıyorlardı O'na. Büyük bir şehrin göbeğinde bomba yüklü araç infilak ettirilip çevrenin camı çerçevesi kapısı bacası aşağı indirilince... bedenler yerde parçalanmış vaziyette yattırılınca, Temel kükredi:
''Barışı hedef alan terör kaybetmeye mahkumdur. Terörün üzerine gidilecektir. Tez hareket edip terörün üzerine gidiyorum işte!''
Yandaş ve yalakalarda sükut belirmişti. Temel gidiyordu bir yere ama terörün üzerine mi, belli değildi. Temel hamle yaptı terör olayının olduğu yerde; 'güüüm' sesi, arkasında belirdi. Geri döndü Temel. O tarafa gitmeye çalıştı; 'gümbüüür' sesi sağ cehahta belirdi. O tarafa yöneldi bu sefer Temel. Ona kaybettirmeyi kafasına koymuştu. Bir kaç hamle yapmıştı ki, feryad-u figan sol cenahta duyuldu. O, terörün üzerine diye hamle yapıyordu ama, terör ummadığı yerde kendini gösteriyordu.
Bir o tarafa bir bu tarafa bir şu tarafa gideyim derken kendini şaşırdı Temel.
Temel'in ''terörü önleyemediler'' diye suçladıklarından eski bir yöneten, kendini şaşırmış Temel'in yanına geldi:
''Ne eder ne eylersin Temel?''
Temel cevap verdi:
''Kararlıyım, terörün üzerine gidip onu ortadan kaldıracağım!''
Eski Yöneten, bıyık altından güldü:
''Terör ortadan böyle kalkmaz ki Temel. Tecrübem var; akıl vereyim sana. Terörün değil terörü yaptıranların üzerine git. O yaptıranlar da senin tanıdıklarının, dost olduklarının arasında olsa gerek!''
Temel, ters ters baktı bu lafı eden eski yönetene. Yumruklarını sıktı. Eski Yöneten'e;
''Pekiyy, söyle o zaman!..'' dedi yavaşça. ''Saltanat nimetinden nasiplenmem devam eder mi?''
İbrahim Faik Bayav
(21.08.2012)
Bu paylaşımın her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Paylaşımın izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmadı.