ÜYELİK
MENÜ
©2024 Tüm Hakları Sakladır.

Makale-143 İslam, Reform ve Müslümanlar

Bir arkadaşımız yazısında şunu dedi: ''İslam'ın reforma ve aydınlamaya ihtiyacı yok''.

Ben de derim: Ama birilenin reforme olmaya, aydınlanmaya ihtiyacı var. Zaten arkadaşımız kurduğu ''Avrupa'da müslümanlar arasında reform hareketleri çoğaldı'' cümlesiyle benim dediğimi teyid eder olmuş.

Reform nedir?

Arkadaşımız ''Bazı garip insanlarımız reform ve aydınlanmanın ne manaya geldiğini bilmedikleri için...'' cümlesini kurduğuna göre, reformun açıklamasını yapacaktır sandım. Ama yapmamış. Sadece bulunduğu toplumdaki sıkıntıları anlatmakla yetinmiş.

Öyleyse ben cevaplayayım: Reform: Daha iyi, daha düzgün hâle getirmek için yapılan değişiklik. Islahat. (D. Mehmet Doğan: Büyük Türkçe Sözlük)

İslam, düzgün hâle getirmede tek reçete olduğuna göre, reforma konu edilemez. İslam etiketi taşıyanların reforme olmaları gerektiği akla gelmelidir. O zaman onların ortaya döktükleri rahatsızlıklara karşı İslam önlerine konmalıdır.

Arkadaşımız demiş: ''Almanya'da yaşayan gençler aç!''. Ben de derim: Kendini dünyaya müslüman tanıtan hükümetimiz uyumasın! Diyanet kadrosuna talimat versin , İslam'ı tanıttırsın.

Şu cümle mantık süzgecinden geçirilmelidir: ''Hristiyanlık tarihinde Calvinist ve Luter akımlarını ortaya çıkaran ve sonucunda bu dini reform ettiren sebeplerin hiç biri İslam dininde yok''.

Hristiyanlığı 'tarih' olarak andık mı, İslam'ı da tarihi yönden anmamız gerekir. Hristiyanlar tarih içinde bozulma-düzelme yaşıyorsa, İslam'a tabi olanlar da bozulma-düzelme yaşıyorlardır. Yoksa İslam için oluşan 'müceddid' kavramının anlamı olmaz.

'İslam ortaya konmalı' dedik.

İslam'da ne var ki benimsenip alınsın?

Hakk'a boyun eğme var. (Onlar, âbidûn sıfatını alırlar)

Refaha erildiğinde şükr etme var. (Onlar şâkirûn diye tanınırlar)

Zorlukla karşılaşıldığında, zulme uğranıldığında sabır etme var. Onlar, sâbirûn diye anılırlar)

Bireyin veya toplumun, işlerini yerli yerince yapmaları gereği var. (Onlar, muttakuunluk şerefine nail olurlar)

Toplumda bunlar ve diğer sıfatlar görünmez olduğunda, müceddidlik ihtiyacı belirmiş demektir. Müceddid; yenileyen, yeni bir şekil veren olduğuna göre, reformist ile arasındaki fark irdelenmelidir. Arkadaşımız, madem ki, ''Her yüz senede bir müceddid gelir, İslam dinini o asra uygun bir şekilde yorumlar'' demiş, öyleyse reform ile tecdîd sözcüklerinin benzerliğini farketmesi gerekir. Derse ki, ''Müceddid âdetleri ve amelleri değiştirmez... O zaman, Said Nursi'nin, İslam şiarıdır diye sarıksız ve cübbesiz dolaşmadığı halde, şakirtlerinin sarıksız ve cübbesiz dolaşmasına izin vermesinin, kıravatlı ve avrupai giyimlileri bile 'nurcu' safına almasının sebebi sorulur.

Arkadaşımızın şu sözünün de doğruluğunu araştıralım: ''Hristiyanlıkta zaten amel yok''. Acaba?..

Şunlara bakalım:

''Zina etme denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiştir. Eğer sağ gözün seni günaha sokarsa onu çıkar at'' (Matta: 5/27, 28 ve 29) (Kur'an'daki zinadan sakındırma benzerliği görülüyor. (Said Nursi'nin cinsel isteklerde zinadan sakındırmasını, meşru daireyi keyfe kafi gördüğünü ve nikahı tavsiye etmesini hatırladınız mı?)

''Kim karısını boşarsa ona boş kağıdı versin, denilmiş. Ama ben size diyorum ki, karısını cinsel ahlaksızlıktan başka bir nedenle boşayan her adam, onu zinaya itmiş olur''. (Matta: 5/31 ve 32) (Kur'an'daki nikah, talak ve aile düzeni konuları)

''Komşunu sev, düşmanından nefret et, denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin''. (Matta: 5/43 ve 44) (Said Nursi, kendisine tam 25 yıl zulüm yapanları sevmediyse de, onlar imanı kazandıklarında bütün haklarını helal ettiğini söylemesi hatırlansın)

Reform sözcüğünün anlamı, başlangıçta fehme gelen anlama göre gelişiyor. Bence, günümüz anlatımı içinde, reform sözcüğü kullanılmamaya çalışılsa iyi olur.

İbrahim Faik Bayav
(02.01.2012 tarihinde yazıldı)
Bu paylaşımın her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Paylaşımın izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yorumunuz
YORUMLAR


Henüz hiç yorum yapılmadı.
Edebiyatsitesi.com, 2025. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatsitesi.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.